isletmeciyim
  BiR ADAYIN GÜNCESi
 
Pazar, 25 Ekim 2009
 BiR ADAYIN GÜNCESİ
Image1 Haziran Pazartesi : Oh be, mis gibi 11’de kalktım. İşten atmasalardı şimdi deli gibi koşturuyor olacaktım ofiste… Kriz bahane, çalışmamak şahane… Ömrüm çürüyecekti yoksa o şirkette…
Zaten siz atmasaydınız, ben çıkacaktım akıllılar, tazminatlarım bana üç ay yeter…E o zamana kadar da buluruz kendimize göre bir iş… Tatile çıkıp biraz kafamı dinleyeyim, çok yordu beni bu şirket… 
14 Haziran Pazar : Tatil iyi geldi, neyse artık iş aramaya başlamalı… Gazetelerin İK ekleri de amma azalmış yahu… E tabi yaz dönemine girdik, ondandır… Neyse, bir iki ilan bana uyuyor gibi, onlara başvurayım... İK sitelerinde de bayağı ilan var, onlara da başvururum. 
24 Haziran Çarşamba : Web’den başvurduğum pozisyon için yeniden ilana çıkılmış, demek ki uygun adayı bulamamışlar… Neyse, çok da iyi bir iş değildi zaten…Daha bir çok pozisyon var bana göre… 
7 Temmuz Salı : Oh nihayet, Cuma günü bir iş görüşmesine çağrıldım. Biraz uzakta ama olsun. Sektöründe lider bir firma diyordu ilanında, internetten araştırdım, çok yeni bir iş kolu, zaten iki firma var bu alanda çalışan… 
10 Temmuz Cuma : 10:00 - Görüşmeye 10 dakika erken gittim. Bekleme odasında benden önce gelen iki aday daha vardı. Dünya ne küçük, eski şirketimde benden önce atılan müdürüm de oradaydı. Ne yapacağımı bilemedim. Demek ki o da başvurmuş bu pozisyona… Görüşeceğimiz yönetici bir toplantıya girmiş, toplantının bitmesini bekledik.  
14:00 – Nihayet sıra bana geldi. Karnımda bayağı acıktı, ya neyse… Yönetici işten neden ayrıldığımı sordu direkman… Olduğu gibi anlattım. Neyse, biz sizi ararız dedi… Dört saat boyunca 10 dakika görüşmek için mi bekledim… 
23 Temmuz Perşembe : Başvurduğum hiçbir yerden ses seda çıkmıyor… Bir aylık parayı da tatilde yedik, acele iş bulmam lazım… Aslında küçük firmalar da olabilir, ben de sektöründe lider çalışan değilim ya… 
1 Ağustos Cumartesi : Bugün tatil, ama benim için bir şey değişmiyor. Arkadaşlar akşam dışarı çıkmak için plan yapmışlar. Zaten para suyunu çekmek üzere, bir mazeret uydurdum artık.  
10 Ağustos Pazartesi : Bugün bir iş görüşmesine daha gittim. Görüşmenin bir yerinde İK uzmanı ingilizce düzeyimi sordu. Orta düzeyde deyince, biz çok iyi ingilizce bilen birisini arıyorduk dedi. İyi de özgeçmişimde ingilizcemin orta düzeyde olduğu yazıyordu zaten. 
21 Ağustos Cuma : Bugünkü iş görüşmesinde “Bu işi neden istiyorsunuz?” diye sordu İK uzmanı… Acil paraya ihtiyacım var diyemedim tabii… Doğal gaz boru sektörü hep hayalimdeydi, rüyalarımda hep boru görürdüm cevabı da saçma olurdu. Kem küm ettim, demek ki bu soruya da hazırlıklı olmak lazım. 
9 Eylül Çarşamba : İzmir düşman işgalinden kurtuldu, ben daha işsizlikten kurtulamadım. Tüm özelliklerimin uyduğu bir çok pozisyona başvurdum, hiçbirinden bir tık yok.  
24 Eylül Perşembe : Küçük bir şirket ama olsun. Doğrudan patronla görüştüm. Bana gözlerimin ne kadar anlamlı baktığını söyledi. Kendi geçmiş yaşantısından sözetti, yaşına rağmen hala spor yaptığını ve çok sağlıklı olduğunu ima etti… Başıma bir kaza gelmeden hızla kaçtım ordan… 
13 Ekim Salı : Görüşme çok iyi geçmişti. Ama son soruyla kan beynime sıçradı… “İşe uzun süre ara vermişsiniz. Neden 4,5 aydır çalışmıyorsunuz ?” Sonrasını hatırlamıyorum…. 
Yazarın notu: Bir mizah yazısı yazmaya niyetlenmiştim ama korku-gerilim tarzı bir şey ortaya çıktı, özür dilerim… 
 
 
  Bugün 8 ziyaretçi (12 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol